Türk tarihinde önemli bir yere sahip olan Bengü (Mengü) Kagan konusunda da, maalesef Çin kaynaklarının verdiği bilgilerin dışında herhangi bir malûmata sahip değiliz. Bu büyük Türk hükümdarının adı, Çince belgelerde Chü-ch’ü Meng-hsün diye geçmektedir, ancak biz bu adın “Türk Bengü Kagan” diye okunabileceğini tahmin etmekteyiz.
Tarihte Türk topluluklarının bir teşkilata girmedikleri vakit genellikle Tölös diye adlandırıldıkları bilinen bir gerçektir. Türkçe belgelerdeki bu Tölös adı, Çin kaynaklarında zaman zaman T’ie-le, bazan Ting-ling şeklinde görülmektedir. Yine, Orta Asya Türk tarihinin en mühim vesikalarından sayılan bu Çin yıllıklarında Hunların bir Chü-c’hü boyundan bahis vardır. Bu adın eski bir Hun ünvanı olması ve Türk adına karşılık gelmesi muhtemeldir. Daha sonra kabile ismi olmuş ve Attila da dahil, Hun hükümdarları hep bu aileden çıkmış ır. Yani bu Chü-c’hü (Türk) kabilesi büyük Hun yabgusu Motun’un (Mete) ailesi olduğu gibi, ondan sonra gelen Türk kaganlarının da ailesidir. Milâttan sonra 3. yüzyılın bitimine doğru, Tabgaç Devletinin temelleri atıldığı sırada bunların güneyinde, Li-yüan (maalesef adının Türkçe karşılığını bilemiyoruz) adlı bir Türk beyinin idaresinde Hunların ondokuz kabilesi yer alıyordu. Çin kaynakları bu ondokuz kabilenin ayrı ayrı yaşadığını ve en asillerinin Chü-ch’üler olduğunu söylerler. Bunlar Kansu bölgesinde yaşayan yabancı kavimler arasında sayıca da fazla ve kuvvetli olduklarından, büyük bir saygınlığa sahiptiler.
Daha sonraları bu Chü-ch’ü (Türk) adı, 5. asrın başlarından itibaren, ünlü beyleri Bengü’nün faaliyetleri ve kahramanlıkları sayesinde etrafa yayılarak, biraz daha ünlenmiştir. Büyük bir ihtimalle din adamı hüviyeti de bulunan Bengü Kagan’ın halk içinde itibarlı bir yere sahip, çok çalışkan ve bilgili, gök olaylarıyla yakından ilgilenen, cesur, alçak gönüllü, plânlı hareket eden, çevresine kolayca uyum sağlayan bir kişi olduğu söylenmektedir. Bengü Kagan’ın soyadı aynı zamanda Aşina (Börü) olmalıdır. Hunlardan sonra Türk devletinin başına geçecek olan Kök Türklerin temelini teşkil eden bu Börülüler ailesinin kahraman beyi Bengü, muhtemelen 433’lerde öldü. Ondan sonra devletin idaresini üstlenecek olan veliahtın yaşının küçük olmasından dolayı, devlet meclisi, hükmetme görevine ağabeyi Bögü’yü getirdi.
Chü-ch’üler (Türk) ile Tabgaçlar arasında bir akrabalık olmasına rağmen, Juan-juan seferine çıkan bir Tabgaç ordusuna saldırmaları yüzünden, 439 senesinde büyük bir bozguna uğradılar. Bu Türk kabilesi bir katliama maruz kalınca onların bir bölümünü teşkil eden Aşinaların (Börülüler) 500 ailelik bir bölümü, Kansu’dan göçerek, Altay Dağları bölgesine geldiler..
440’larda Bengü Kagan’ın çocukları Turfan bölgesinde, Tabgaç Devletine karşı başarılı savaşlar gerçekleştirdi, fakat 460 tarihinde Juan-juanların himayesine girmekten de kurtulamadılar. Juan-juanların da devamlı meşgul oldukları problemleri vardı. Özellikle başı-boş Tölös boyları devamlı surette Juan-juanlarla kavga içindeydiler. 508 senesinde bir Tölös beyi Juan-juan hükümdarını öldürmüş, 516’da da bu olayın intikamını almak için Tölöslere hücum edilmiş ve Tölös beyi yakalandıktan sonra, ayaklarından bir ata bağlanarak, sürüklenmek suretiyle katledilmiş ve kafası kesilerek içki kadehi yapılmıştı.
Nihayet bu olayların ardından, Börülüler (Aşina) ve Juan-juanların kapışmaları neticesinde Bengü Kagan’ın torunlarından olan Bumın, 552 tarihinde büyük Kök Türk Devleti’ni kuracaktır.