Hiç şüphesiz 21. Yüzyıl TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNİN ASRI olacaktır. YEDİ TANE İNMEZ BAYRAĞIMIZ VAR. Çok yakında Rusya Federasyonu da dağılacak ve KARDEŞ BAYRAKLAR DAHA DA ÇOĞALACAKTIR. Neticede; MİLLİYETÇİLİK KAZANMIŞTIR. Son misafirimiz Ebulfez Elçi Beğ, “TEK DEVLET OLALIM”, “BİR MİLLETİN BİR DEVLETİ OLMALI” diyebilmiştir. Belki de Allah söyletmiştir. Ancak bu güzel günlere kolay gelinmemiştir, UZUN BİR KOŞUdur. Bu oluşuma emek verenleri, çile çekenleri, ter dökenleri saygı ile anıyorum.
Yakın GEÇMİŞİN İZLERİNE bir göz atarsak neler görürüz? Türk düşmanı Stalin tarafından yaratıldığını utanmadan söyleyen VATAN HAİNİ KOMÜNİST ŞAİRleri ve onun ölüsünü Türk yurdu Anadolu’ya taşımak için uğraşan Belediye Başkanları, Sovyet doktrinini köylerimize kadar taşımaya gayr et eden ENSTİTÜLERİ, TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNİN ÖLMESİ ve BÖLÜNMESİ için duâ eden İLERİCİLERİ, Büyük Kurtarıcı önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün tekâmülcü-inkılâpçı hareketini Komünist Lenin’in devrimciliği ile karıştırarak, memleketimizi mukaddesatından koparmak isteyenleri, ırkçı gerekçelerle vatandaşlık kültürüne sahip olmayarak MİKRO IRKÇILIK peşinde olanları görürüz.
Yine, bu aziz milletin en üst yöneticisi unvanını almış(!) küçük beyinli zavallıların TÜRK SOY ŞUURUNDAN nasıl korktuklarını, isimlerinin önüne TÜRK kelimesinin iliştirilmesinden nasıl ürktüklerini tesbit ederiz.
İşte, bu kara tablo; 3 MAYIS 1944’ te Ankara caddelerinde Büyük Türkçü NİHAL ATSIZ’ın önderliğinde ilk darbeyi Türk ülkücülerinden yemiş, 1947’de Komünist öğretim üyeleri Ankara Üniversitesi’nden yine onların yardımı ile temizlenmiş, 1950 genel seçimlerinde DEVRİMCİ SOLCULAR siyasî hayattan silinmiş, kökü dışardaki Bolşevik ajanlarının yuvaları dağıtılmıştır. HER SOSYALİST’İN BİRAZ KOMÜNİST VE HER KOMÜNİST’İN SOSYALİST OLDUĞU GERÇEĞİnden hareketle, 1970’li yıllarda aziz vatanımızı Sovyet peyki yapmaya çalışanlar, kurtarılmış bölgeler ve şehirler meydana getirip HALK MAHKEMELERİ kuranlar, Taksim Meydanında orak-çekiçli Rus bayrağı, Stalin-Lenin gibi Türk düşmanlarının resimlerini taşıyanlar, silâhlı çeteleri ile gerilla harbine başlayanlar, milliyetçi Türk kültür hareketini siyasî plâtforma taşımayı beceren Alpaslan Türkeş’in önderliğindeki ÜLKÜCÜLERCE etkisiz hâle getirilerek vatanımız tekrar kurtarılmıştır. Son defa, 1985 yılından itibaren ortaya çıkartılan BÖLÜCÜ EŞKİYA ÇETELERİnin dersini de Şanlı TÜRK ORDUMUZ vermiştir.
Artık TÜRK’ün KIZIL ELMASI Tanrı dağlarından doğmaya başlamış, bölünmezliğimiz Anayasa’nın ana maddesi hâline getirilmiş, CUMHURİYET VE ÜNİTER DEVLETTEN VAZGEÇEMEYECEĞİMİZ dost-düşman bütün dünyaya ilân edilmiştir.
19 Mayıs 1919, Mustafa Kemal Paşa’nın, Millî Mücadele’nin başına geçmek üzere Samsun’a çıktığı tarihtir. 3 Mayıs 1944 ise Türkçülüğün, Komünist tertiplere karşı şahlandığı gün olmuştur. Bu niteliği ile Mayıs ayı TÜRK’ün, TÜRK MİLLİYETÇİLERİNİN ve TÜRKÇÜLERİN bayram ayı olmuştur… Atsız Hoca’nın şimdilik büstü, Türkeş’in anıtı yapılmıştır. Şükürler olsun… Büyük Türkçü Elçi Beğin duâsına da, hep beraber “AMİN” diyelim.
TANRI TÜRKÜ KORUSUN.